HONEY
Kısa bir yolculuk sonrasında kurucumuz Atatürk’ün doğruğu şehir Selanik’te olmanın mutluluğu paylaşılamazdı.
HONEY
Kısa bir yolculuk sonrasında kurucumuz Atatürk’ün doğruğu şehir Selanik’te olmanın mutluluğu paylaşılamazdı. Şehri keşfetmek ve özellikle Atatürk’ün doğduğu evi görmek için oldukça heyecanlıydık ama ilk olarak kalacağımız aparta gitmeliydik. Bagajlarımızı bırakıp biraz da dinlendikten sonra komşumuzun sokaklarında yürümeye başladık. Şehirde kendimizi yabancı bir ülkede gibi hiç hissetmedik; insanların misafirperverliği ve sıcakkanlılığı sayesinde ülkemizde gibi hissettik. Şehir turumuz sırasında Atatürk’ün Evi, Beyaz Kule, Ayasofya ve diğer turist çeken yerlerinden oldukça etkilendik. Hızlı bir şehir turundan sonra kalacağımız aparta geri geldik ve bir sonraki gün şehirdeki farklı yerleri görmeye devam ettik. Gezi zamanımız bittiğinde ise proje için buluşma noktasına gitmeye hazırdık.
HONEY isimli projemizin konusu sağlıklı yaşam ve obeziteydi ve 10 farklı ülkeden katılımcılar bulunmaktaydı: Türkiye, Ukrayna, Slovakya, Gürcistan, İtalya, Ermenistan, Slovenya, Litvanya, Fas ve Arnavutluk. Pindos Pallas adlı otelimize ilk girişimiz gece saat 2 gibiydi. Herkes odasına yerleştikten sonra uykuya daldı. Projede ilk sabahımızda kahvaltının ardından proje lideri Eleni’nin proje hakkında yapacağı konuşma için kaldığımız otelin futbol sahasına gittik. Proje hakkında ve benzeri şeyler hakkında bilgilendirildikten sonra kaynaştırma aktivitelerine başladık. Öğleden sonra tanışma ve kaynaşma etkinliklerinden sonra akşam yemeğini yedik. İlk günümüz Ukrayna ve Slovakya kültürel gecesiyle son buldu.
Projenin 2.gününde sosyal dışlanma ve obezite hakkında karışık gruplar halinde birtakım çalışmalar yaptık. Daha sonra kaldığımız otelin bulunduğu köydeki Mantar Müzesine gittik. Çok farklı mantarlar görmek bizim için ilk önce kulağa garip geldi, ancak mantarlar dikkatimizi çekti ve müzede oldukça keyif aldık. Mantarlar ve köy hakkında bilgi aldıktan sonra otele geri döndük. Akşam yemeğinin ardından Gürcistan ve İtalya kültür gecesiyle ikinci gün sonlandı.
3.günde her zamanki saatte kahvaltı yaptık. Sonra futbol sahasına giderek bize gösterilen birtakım etkinlikleri gerçekleştirdik. Ardından otelin kafeteryasında yeme bozuklukları hakkında sunum yapmak için farklı ülkelerle gruplar oluşturduk. Bize tanınan süre boyunca sunumumuzu hazırladık ve bunları sunduk. Öğle molasından sonra futbol turnuvası yaptık. Tekrar farklı ülkelerle birleştik. Futbol turnuvasında herkes çok eğlendi. Çok çekişmeli bir maç oldu. Akşam yemeği ve ardından Ermenistan Slovenya kültür gecesi gerçekleştirildi. Her iki ülke de tanıtım videosu ve küçük quizler eşliğinde minik hediyelerini bizimle paylaştı.
Projenin 4. gününe kahvaltıyla başladık ve ardından otobüsle Spielo köyüne gittik. Köyü biraz dolaştıktan sonra Treasure Hunt(Define Avı) adlı bir oyun oynadık. Amaç ipuçlarını bularak defineye ulaşmaktı. Oyunu kazanan grup herkesle ödülünü paylaştı. Daha sonra Yunanistan grubu bize Sirtaki oynamayı öğretti. Bu dans gerçekten çok eğlenceliydi ve herkes katıldı. Sonrasında uzunca bir yolu takip ederek Portitsa Gorge isimli kanyona indik. Burası gerçekten muhteşemdi. İlk olarak herkes kanyonda yüzdü ve sonrasında öğle yemeği yedik. Ardından herkes bu anı ölümsüzleştirmek için bayrağıyla kanyonda fotoğraf çekildi. Tekrar köye döndük ve Yunan müziğinde dans ederek ve Yunan yiyecekleri tadarak geceyi Yunan Kültür gecesiyle noktaladık.
Projemizin sonraki günleri obezite, bulimia ve kötü alışkanlıklar hakkında sunumlar, çalıştaylar ve spor etkinlikleriyle devam etti. Aynı konu üzerinden farklı gruplarla farklı etkinlikler gerçekleştirdik. Projede sıra Türk Kültürel gecesi geldiğinde yiyeceklerimiz tüm katılımcıların dikkatini çekti. Ülkemiz hakkında bilgi verdik ve danslarımızı öğrettik. Projede Litvanya, Arnavutluk ve Fas’ın kültürel gecesi de yapıldı onların muhteşem yiyeceklerini tattık ve dans ettik.
Projenin en iyi kısmı, kaya oluşumu manastırlarının bulunduğu bir alan olan Yunanistan'ın Kalampaka kasabasında Meteora'yı görmekti. Kasaba olağanüstü Meteora kayalarının eteğinde yer almaktadır ve havada asılı olan mistik bir şehirdir. Kayaların üzerinde yer alan büyük manastırları gördüğümüzde herkes büyülendi ve bölgenin doğa mükemmel bir ahengi herkesi etkiledi.
Proje için zaman sona erdiğinde ise 10 gün sonra birbirimizden ayrılmak üzücüydü ; ancak tüm proje boyunca birçok deneyim kazandık ve ülkemize bavulumuzda güzel anılarla geri döndük. Ve şimdi de edindiğimiz deneyimlerimizi arkadaşlarımızla paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
HONEY
After a short flight, the happiness of being in Thessaloniki, which our founder, Mustafa Kemal Atatürk, was born, could not be shared. We were quietly excited to discover the city and especially to see Atatürk’s house, but firstly, we should go to the apart where we will stay. After we left our luggage and had a rest, we started to walk on our neighbor’s street. In the city we didn’t have a feeling to be in another country; we felt like we were in our own country thanks to people’s hospitality and friendly behavior. During our city tour, we were impressed with Atatürk’s House, White Tower, Hagia Sophia, and other tourist attraction places in Thessaloniki. After a quick city tour, we turned back to the apart and on the next day we went on seeing the other places in the city. When the time was over for sightseeing, we were ready to go to the meeting point for the project.
The project named HONEY was about healthy life and obesity and there were participants from 10 different countries: Turkey, Ukraine, Slovakia, Georgia, Italy, Armenia, Slovenia, Lithuania, Morocco, and Albania. Our first attempt at our hotel at Pindos Pallas was like 2 o'clock at night. Everyone fell asleep after settling into his room. After breakfast on the first morning in the project, we went to the football field of the hotel where we stayed to talk about the project by the project leader Eleni. After being informed about the project and similar things, we started ice-breaking activities. We had dinner in the afternoon after getting to know each other. Our first day ended with the cultural night of Ukraine and Slovakia.
On the second day of the project, we conducted a series of studies on social exclusion and obesity in mixed groups. Then we went to the Mushroom Museum in the village where the hotel we stayed. It sounded firstly quite different for us to see many different mushrooms, but it took our attraction and we had fun in the museum. After getting information about mushrooms and the village, we returned to the hotel. After dinner, the second day ended with the cultural night of Georgia and Italy
On the third day we had breakfast at the usual time (9-10). Then we went to the football field and performed a number of activities shown to us. We then formed groups with different countries to make presentations about eating disorders in the hotel's cafeteria. We prepared and presented our presentation for the time allowed. We had a football tournament after lunch break. We have united with different countries again. Everyone had a great time at the football tournament. It was a very contentious match. After dinner the cultural night of Armenia and Slovenia was held. Both countries shared their little presents with us with introductory video and small quizzes.
We started the 4th day of the project with breakfast and then took the bus to the village of Spielo. After wandering around the village, we played a game called Treasure Hunt. The aim was to reach the treasure by finding clues. The winning group shared the prize with everyone. Then the Greek group taught us to play Sirtaki. This dance was really fun and everyone participated. Then we went a long way to the canyon called Portitsa Gorge. This place was really amazing. Firstly everyone swam and ate lunch. Then everyone took pictures in the canyon with the flag. In the evening we ended the day with Greek cultural night by tasting their food and dancing with Greek Music.
The next days in the project went on sport activities, workshop and presentations about obesity, bulimia and bad habits. We did different activities with different groups on the same subjects. When it came for Turkish cultural night in the project, Turkish food had attracted all the participants’ attention. We gave information about our country and taught our folk dance in our cultural night. There was also the cultural night of Lithuania, Albania and Morocco. We also tasted their food and danced.
The best part of the project was to see Meteora in Kalampaka Town in Greece, which is an area that there are rock formation monasteries. The town is situated on the foot of the most extraordinary Meteora rocks, and it is a mystic city hanging in the air. We were fascinated when we saw all these great monasteries on the rocks and there was a perfect matching with the nature as well.
When the time was over for the project, it was sad to go back after 10 beautiful days; but during the whole project, we gained many experiences and we returned our country with beautiful memories in our luggage. And, now, we are happy to share our experiences with our friends.
